Sanayi Üretimi ve Cari Açık Arasındaki Çelişki
Türkiye ekonomisi, kasım ayında sanayi üretiminde 5 aylık küçülmenin ardından %1,5'lük bir büyüme kaydetti. Ancak bu olumlu gelişmeye rağmen, cari açık da 2 milyar 871 milyon lira olarak gerçekleşti. CHP Bolu Milletvekili Türker Ateş, bu durumu "paradoks" olarak nitelendirerek, yapısal reformların eksikliğine işaret ediyor. Üretim artışı ile cari açık arasındaki bu ters ilişki, Türkiye ekonomisinin ithalata olan bağımlılığını ve sürdürülebilir büyüme stratejisi ihtiyacını gözler önüne seriyor. Uzun yıllardır devam eden bu durum, ülkenin dış açık vermeden büyüyememesinin AKP hükümetinin 22 yıllık politikalarının bir sonucu olduğunu savunuyor. Yetersiz yapısal reformlar ve deneme yanılma yöntemiyle uygulanan ekonomi politikaları, üretime zarar vermeye devam ediyor. Bu durumun, ülke ekonomisinin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturduğu da belirtiliyor.
Ortodoks Politikaların Etkisi
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in "ortodoks" ekonomi politikaları, istikrar sağlamayı hedefliyor. Ancak kasım ayı verileri, bu politikaların temel yapısal sorunları çözmekte yetersiz kaldığını gösteriyor. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı 3,443 milyar dolar fazla vermesine rağmen, ithalat baskısı ve net hata noksan kalemindeki açıklar genel dengeyi olumsuz etkiliyor. Net hata noksan kalemi kasım ayında 1,5 milyar dolar açık verirken, yılın ilk 11 ayındaki toplam açık 15,8 milyar dolara ulaştı. Yüksek teknoloji üretimi ve katma değerli ihracatın düşük seviyede kalması, ekonomideki kırılganlıkları daha da artırıyor. Bu durum, Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir bir büyüme için acil yapısal reformlara ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Mehmet Şimşek yönetiminin, bu zorlu ekonomik dengeyi nasıl yöneteceği büyük önem taşıyor.
Yapısal Reformların Aciliyeti
Türker Ateş, günü kurtaran politikaların Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu dönüşümü sağlamayacağını vurguluyor. Cari açık rakamlarının, ekonominin çarklarının yavaşlamasıyla azalması, üretim artışıyla yeniden yükselmesi, yapısal reformların hayati önemini gösteriyor. 22 yıldır yapısal reformların iktidarın gündeminde olmaması, ekonominin kırılganlığını artırıyor. Türkiye'nin ithalata bağımlı yapısı, üretim odaklı bir büyüme stratejisi ile nasıl sürdürülebilir hale getirileceği, Mehmet Şimşek yönetimi için önemli bir sınav niteliğinde. Bu nedenle, acil ve kapsamlı yapısal reformların hayata geçirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Türkiye ekonomisi büyümeyi cari açık pahasına sürdürmeye devam edecek ve geleceği riske atmış olacaktır.